Sparkın Günlüğü
Monday, May 05, 2008
Monday, April 21, 2008
Sevdiceğim Çin'de
Evet gene bir hayli zamandır yazmıyordum. Bugün yazacağım ama. İlk önce başlıktan başlıyım. Bitanem Çin'e gitti. Evet evet Çin. İlk yurtdışı seyahatine çine gitti. Çin hep kapalı kutu olmuştur deriz hep. Ölede belkide. Direk uçuş yok. İstanbul, Doha(Katar), Honk Kong ve Shenhzen(Çin) şeklinde gitti. Defalarca Avrupaya Amerikaya gitmiş biri için bile Çin alsında korkutucu olabilir. Bitanemde çok cesur yaf(köpekten korkması dışında :)). Ben uçağa bile binmeye çekinirken o tee nerlere gitti valla. Gerçi benim kalbim bir haftadır pır pır da çaktırmıyom. Hayırlısıyla gitse gelse bişiy istemiyom. Orasıyla alakalı çok bişiy yazmıcam çünkü tam konuşmadık. Gelsin bi yazı daha patlatırım. Haydi sevdiceğim güle güle gittin güle güle gel. Çarşambayı iple çekiyorum.Wednesday, March 19, 2008
Zamazing.org
Bir çoğumuz bu kelimeyi kullanırız arada sırada. Çoğumuzda ne anlama geldiğini bilmeyiz. Zımbırtı, icat, tasarım hangisi hoşunuza giderse, veya bi aletin bir parçası. Ecnebiler buna gadget demişler. http://www.zamazing.org/ yurtiçi yutdışında bulunan üretilen üretilmesi düşünülen yeni icatları, elektronik mekanik oyuncak olsun bilgisayar olsun masaya kadar çeşitli ürünlerin tanıtıldığı bir blog sayfası. Nerdeyse her gün yeni şeylerin eklendiği güzel canlı bir site. Ben bellli aralıklarla bakıp bir çoğunu bi kerede görmeyi tercih ediyorum. İyi araştırmalar ve güzel yorumlar açıkcası. Arada bir ulan bunu bende düşünümüştüm demekten kendimi alıkoyamasamda bir çok ürüne vay anasını diyorum. Herkeslere tavsiye edebeliceğim bir site özelliklede tasarımcı arkadaşların insan feyz alıyor açıkcası. Fikrim geldi diyebilirsiniz. Şimdiden sizlere sitede iyi sörfler...
Wednesday, March 05, 2008
Minibüsler
Büyük küçük her şehrin vazgeçilmezidir minibüsler. Her sabah binip işe gittiğimiz, bi yerlere yetişmek için bindiğimiz. Bir çoğumuzun başından geçen bir çok garip olayda minibüslerde cerayan etmiştir. Bir çok eski Türk filminede konu olan bir kavram. Sadece bizdemi var bilmiyorum ama yabancı filmlerde genelde taksiler vardır veya toplu taşıma araçlarında. Bi tek bizde mi var acaba, minibüsler, midibüsler, halk otobüsleri(ne demekse, sanki diğerlerine halk binmiyor). Neyse dağıtmıyım. Ben işe giderken servise binmediğim zaman aktarmalı olarak Bilkent minibüsüne biniyorum. Bilkent minibüsü Atatürk hastanesinede uğruyor, inen binen oluyor haliyle. Türk usulü minibüs ağzına kadar dolduğu için inip binmeler sorun oluyor. Cıkcıklar, kardeşim müsade etsende insekler felan. Sanki orda dikilen adam keyfen orda sırf sen hemen ineme diye duruyor orda. Adam ya boşalan koltuğa bi an önce oturup rahatlamak için yada diğer tarafından inene yol vermek için inenin önünde duruyor. Biz herzaman yakınırız işte insan gibi davranılmıyor bize diye. Doktor kötü davranır, polis kötü davranır, devlet memur kötü davranır diye. Acaba biz birbirmize nasıl davranıyoruz. 10 saniye birbirimize tahammül edemez duruma gelmişiz. Sanki sen inemezsen minibüs seni bindiğin yere geri götürecek. Ama yok hemen incez bide tersi var tabi hemen binecez daha insanlar inmeden. Biz birbirimize kötü davranırken bize hizmet verenlerdende bize iyi davranmalarını herşeyi alttan almalırını bekliyoruz. Ama şunu kaçırıyoruzki onlarda bizlerden birileri. Toplumsal olarak toplu terapiye gitmeliyiz. Var mı bir imkanı bilmiyorum ama. TRT1 yapsın böle bişiy. İnsanlar telefonla , skyple ile bağlanıp katılsınlar felan bi şekilde çözülsün bu durum. Sabah stresi yetmiyormuş gibi birde birbirimize olan bu davranışlarımız insanı yıldırıyor. Toplu taşımanın ne denli önemli olduğunu tekrar söylemeye gerek yok ama, özellikler büyük şehirlerin bu sorunları çözmesi lazım bir an önce(yetkililere duyurulur:))
Tuesday, March 04, 2008
Ajax Öğreniyorum
Birazda Ajax öğreneyim artık dedim. Web 2.0 ın vazgeçilmezlerinden olacak Ajax'ı öğrenmenin vaktinin geldiğini düşünüyorum. Aşağıda hem Ajax'a hemde ASP.NET yararlı bir kaç link var paylaşayım dedim.http://www.asp.net/downloads/3.5-extensions/
http://www.asp.net/downloads/futures/
http://www.asp.net/cssadapters/
Monday, March 03, 2008
Şebnem Ferah Konseri
Efenim cumartesi konsere gittik. Şebnem Ferah Konseri Ankara Anatolia Gösteri Merkezinde. Para verip numarasız konsere gitmek benim pek tarzım değil ama arkadaşlar gidiyor diye gidelim dedik. Gerçi te baştanda satış yedik ama girdik 8 te başlayacak konsere 6 da. Konser başlayana kadar arada bekledik sevdiceğimle. İzleyici portföyü 18 19 yaş ortalamasını olunca bizden sonraki jenerasyonu gözlemle fırsatı bulduk. Zaten yolda gelirken yolda içen bir kaç çocuk görmüştük ama içeriside hiç ondan az kalır bir yanı yoktu. 18 19 yaşlarında hatta daha küçükleri garip koyu makyajlar, garip kıyafetler felan felan. Kendimi 30 yaşlarında hissedip bunlarmı bizim geleceğimiz şu hale bak dedim. Tabi insan kendinide yaşlı hissedince pek hoş olmuyor doğrusu. Gerçi bir rock konserindende ne bekliyosam. Beklerken yanımıza 2 büyük bayan ve bir kız oturdu. Beklerken bir amca geldi ve bayanları tanıyormuş. Amcanın halinden bayanlar sordular nedir ne oldu diye, adamda bizim kız alkol komasına girmiş dedi. Ohannesburger diyerekten kaldık böle tabi. Yaşımız biraz büyüyünce insan ister istemez dikkat ediyor bünyesine azcık kilo aldık verelim. 3-4 beyazdan uzak duralım, şekerimizi ölçtürelim kolesterol neymiş bakalım felan demeye. Bu gençler tabiki hiç yaşlanacaklarını düşünmüyorlar tam deli çağları tabiri caizse. Ama bana göre bu kadarda olmamalı. Zamanımız kötü diye klişe bi laf kullanacam ama cidden öyle. Ailelerimiz bize çok güveniyorlar, bir sürü zahmete girip neler yapıyorlar bizim için. Alkol komasına girmek bence onların hakedeceği bişey değil diye düşünüyorum. Konser güzeldi ama ben bir şeye daha değineceğim. Şebnem Ferah haliyle biraz farklı giyinen biri. Bu kabulum ama kadınların bas bas kadın hakları diye bağırdığı bir ortamda boynuna tasma takıp 17 18 yaş ortalaması seyirci kitlesi olan bir konsere çıkması bana çok doğru gelmedi. Ne kadar farklı yaşam tarzıda olsa sanatçıların biraz örnek olması lazım. İnsanların yaşam tarzınada saygı göstermek bence bir yere kadar. Özgürlük başkalarının huzurunu bozuyor ve kötü örnek oluyorsa bence sınırı o kadardır. Bir haftasonuda eğlenceli ve sosyal geçti nihayetinde. Nice sosyal haftasonlarına :)
Tuesday, February 19, 2008
Puzzle yapıyozz
Çocukluğumdan beridir puzzle yapmıyordum. Eskiden büyük puzzlelar (aslında parça sayısı çok olanlar) çok pahalıydı. Annemler Ankara'dayken Çağdaş'ta puzzle'lar gördük. Fiyatlarıda uygundu. Tahminimizce eski İstanbul'dan bir portre aldık 1000'lik. Ezgi Tayfun ve ben etrafını yani köşelerini 10 dakkada dönünce biz bunu 1 günde yaparız ehehe diye bi tavır takındık ama iç kısımları yapmaya başlayıncada hiç öle olmadığını anladık. Daha ilk 1000'lik bitmeden birde 1500 lük aldıkmı. Bir hafta içinde 1000 lik bitti ve soluğu çerçevecide aldık. Sıkı bir pazarlıktan sonrada 30 ytl ye yaptırdık. Yanlız çok güzel oldu tam bir şahaser:). Diğer 1500 lük ise Dikili Taşın ve 6 minareli Sultanahmetin resmi. Ondada bir miktar ilerleme yaptık 2 minare ve dikili taşı yaptık:) Azimle devam ediyoruz. Bundan sonraki hedefi ben 5000 lik koydum ama sevdceğim onu nerede nasıl ve ne zamanda yapacağımız konusunda düşünceli. Muhtemelen sıradaki 2000 lik olacak ama ben 5000 de ısrarcı olacağım.